Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nitelikli

PARASIZ YATILI

  Sonra dedim ki; edebiyatın bile vatanında yeşereni güzel. Çocukluğumun yazlarında akşamüzerileri bahçede radyo dinlerdik. Radyodaki dj kadın bir keresinde şunu söylemişti; kaseti çok satan bir sanatçı olmak istiyorsanız ölmeniz gerekiyor, çoğu insan sizi ilk kez o zaman tanıyor. Ne zaman bir şarkıcı ölse işlettiği müzik dükkanına insanlar gelir onun kasedini satın almak isterlermiş. İşte o gün bu gündür kıymetli bir sanatçıyı, bir ressamı, bir yazarı ölümü vesilesi ile tanımaktan utanç duyar oldum. Fakat ölümü ile büyük insanları tanımak, entellektüel dünyaya girmekte çok geç kalan benim için neredeyse bir kader olmuştu. Marquez’i ve Yüzyıllık Yalnızlık’ını o ölünce tanımıştım. Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği’ni okuyunca ay sahi dedim Kundera daha geçen yaz öldü; öldüğünde bile tanıyamamıştım onu. Avuçlarımın içinden kum taneleri gibi kayıp gitmiş hepsi, ben hayata bakıyor ama hiçbir şey göremiyorken. Ve bana artık aynı gökyüzüne bakamıyor olmanın acısı kalmış. Bu zincirin halkasına

En Son Yayınlar

“ANNEM BEN DOĞDUĞUM AN ÖLDÜ”

SİYASİ İKTİDARLARIN EYLEMLERİNİ MEŞRULAŞTIRMA ARACI OLARAK DİN OTORİTELERİ

“İtaatkâr çocuklar(!)”